Handikap kelimesi nereden gelir? Tarihi bir oyundan bugüne uzanan tartışmalı bir hikâye
Kelimelerin masum olduğuna inanmıyorum. Bazıları, farkında olmadan gündelik dile sızıp dünyayı görme biçimimizi şekillendiriyor. “Handikap” tam böyle bir kelime: Sporda masum bir denkleştirme mi, yoksa toplumsal dilde taşıdığı bagajla sorunlu bir kavram mı? Tartışmayı bilerek ateşliyorum; çünkü bu kelimeyi konuşmadan spor kültürünü, medyayı ve kapsayıcı dili konuşamayız.
“Handikap”ın kökü: el şapka içinde—pazarlık oyunu “hand-in-cap”
“Handikap” (handicap) 17. yüzyıl İngiltere’sinde oynanan bir pazarlık/denkleştirme oyunundan geliyor: “hand-in-cap”. Taraflar değeri eşit olmayan eşyaları takas etmek ister; bir hakem aradaki farkı belirler; herkes elini bir şapkanın içine koyar, açık/kapalı işaretiyle kararı kabul edip etmediğini bildirir. Sözcük buradan genişleyerek “eşitleme” ve “dezavantaj” anlamlarına yürür. 18. yüzyıl ortasında özellikle at yarışlarında, güçlü ata ek ağırlık bağlamında “handicap” yerleşir; spor dünyasından genelleşen “dezavantaj” anlamı ise zamanla yaygınlaşır. :contentReference[oaicite:0]{index=0}
Yanlış efsaneler: “cap in hand” (dilencilik) miti neden tutarsız?
Popüler bir şehir efsanesi, kelimenin “cap in hand” (şapkayı elde dilenmek) ifadesinden türediğini iddia eder. Oysa tarihsel kayıtlar “hand-in-cap” oyununu işaret eder; “dilencilik” bağlantısı sonradan uydurulmuş bir açıklamadır. Dil bilimciler ve sözlükler bu efsaneyi açıkça reddeder. :contentReference[oaicite:1]{index=1}
Spordan toplumsal dile: anlam kaymasının kör noktaları
Sözcüğün spordaki “eşitleme/dengeleme” anlamı bir yana; 19. yüzyıl sonundan itibaren İngilizcede insanlara (özellikle engeli olan bireylere) atfen “handicap/handicapped” kullanımı görülür. Bu, “üstün atı ağırlıkla denkleştirme” metaforunun insanlara taşınmış hâlidir—ve tam da burada etik bir fay hattı başlar. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü’nün 1980’deki sınıflaması “ICIDH” (Impairments, Disabilities and Handicaps) iken, 2001’de onaylanan “ICF” (International Classification of Functioning, Disability and Health) kavramı “handicap” terimini terk ederek daha kapsayıcı bir çerçeveye geçmiştir. :contentReference[oaicite:2]{index=2}
Dil politikası ve güncel kılavuzlar: “handicapped” niçin kaçınılması gereken bir terim?
Birçok kılavuz bugün “handicapped” sözcüğünü kişi tanımlamak için kaçınılması gereken, eski ve incitici bir terim olarak değerlendirir. ABD’de ADA ağının yazım kılavuzları “handicapped parking” yerine “accessible parking” gibi kullanımları önerir; Birleşik Krallık rehberleri de benzer biçimde kapsayıcı dil ilkelerini savunur. Birleşmiş Milletler’in kapsayıcı dil rehberleri ise kişi odaklı ve hak temelli terminolojiyi teşvik eder. Kelimenin spor kökenli “değer/denge” çağrışımı, insanlara uygulanınca hiyerarşik ve tıbbi-eksiklik merkezli bir çerçeveyi yeniden üretir. :contentReference[oaicite:3]{index=3}
Türkçedeki serüveni: İngilizceden ödünç, sporda yerleşik
“Handikap” Türkçeye İngilizceden geçmiş bir alıntıdır ve TDK kaynaklı derlemlerde iki temel anlam öne çıkar: (1) engel/dezavantaj, (2) özellikle at yarışlarında güçlü olanın ek ağırlıkla dengelenmesi. Güncel medyada ve sözlük derlemlerinde bu iki kullanım birlikte görülür; ayrıca yanlış yazım olarak “hendikap” yaygındır. Ancak Türkiye’de engellilik alanında resmî yazışma ve politika metinlerinde “engelli/erişilebilirlik” ekseni tercih edilirken, “handikap”ın kişi tanımlamak için kullanımı isabetli bulunmaz. :contentReference[oaicite:4]{index=4}
Kelimeler nötr mü, yoksa güç ilişkilerini yeniden mi üretir?
“Handikap”, sporda adaleti artırmak için eşitleme niyeti taşır; ama toplumsal dilde bireyi “taşıdığı eksiklik” metaforuyla çerçeveleyebilir. Kurgusal adalet (favoriye ağırlık) ile gerçek dünyadaki adalet (erişilebilirlik, eşit katılım) aynı şey değildir. Sözcük, niyetinden bağımsız olarak, deneyimi “ağırlık yüklenen” özne gibi sunar—ve bu, engelli bireylerin özneleşmesini gölgede bırakır. Soru şu: Spor menşeli bir “denge” tekniğini, insanî çeşitliliği tanımlamak için kullanmak ne kadar doğru?
Eleştirel değerlendirme: kelimeyi nereye koymalı?
– Spor bağlamı: “Handikap koşu”, “handikap puanı”, “handikap satrancı” gibi teknik alanlarda tarihsel bağlam yerli yerindedir; spor ve oyun dünyasında araçsal bir terimdir.
– Gündelik söylem: “Hayatın handikapları” gibi mecazlar masum görünse de, bireyleri “eksi puanlı” varsaymaya zemin hazırlar.
– Engellilik bağlamı: Politika, hukuk ve medya dilinde “engelli birey”, “erişilebilir tasarım”, “katılımcı/kapsayıcı hizmet” gibi terimler hem güncel kılavuzlarla uyumludur hem de insan onurunu merkeze alır. :contentReference[oaicite:5]{index=5}
Provokatif sorular: tartışmayı açalım
– Spordan ödünç alınmış bir denkleştirme metaforunu, insanlar için tanımlayıcı etikete dönüştürmek sizce neden hâlâ cazip?
– “Elini şapkanın içine koy, anlaşmaya varalım” mantığından türemiş bir kelime, gerçek eşitsizliklerle baş etmeye nasıl (veya hiç) yardımcı olabilir?
– Spor dilinin cömertçe tüketildiği medya kültüründe, siz hangi bağlamlarda “handikap” yerine daha isabetli bir sözcük kullanmayı tercih edersiniz?
Son söz: köküne bak, bağlamını seç
“Handikap kelimesi nereden gelir?” sorusunun yanıtı açık: “hand-in-cap” oyunundan, oradan at yarışına, spordan genelleşen bir “dezavantaj” metaforuna. Peki bu bize ne söylüyor? Kelimeleri tarihleriyle birlikte kullanmak, bugünün dünyasında etik bir sorumluluk. Sporda teknik bir araç olan “handikap” yerinde; ama insanları, yaşamları ve hakları konuşurken kapsayıcı dili seçmek—tam da adaletin kendisi. :contentReference[oaicite:6]{index=6}
::contentReference[oaicite:7]{index=7}